Kahvaltılarınıza çok güzel bir eşlikçi olacağından eminim..
19 Mayıs 2013 Pazar
MISIR EKMEGI TARIFI
Çocukken oturduğumuz apatmanda üst kat komşumuz olan (rahmetle anıyorum) Havva teyzemiz ara sıra yapınca bize de getirirdi. Çocuk hatıramda kalan sert,kuru, yutması zor, çiğnedikçe ağzımda büyüyen hiç zevk almadığım bir lezzetti. Belki o şartlanmışlıkla, belki de geleneğimizde mısır ekmeği olmadığından bilemiyorum hangisi ama o gün bu gündür bizim eve hiç girmedi mısır ekmeği...Hele de son yıllarda yaşadıklarımızdan sonra GDO ve mısıra daha bir temkinli yaklaşır olmuştuk..Ne zamana kadar? Sanırım sevgili Müge Hüner in tarifini deneyen bir arkadaşımın yaptığı yorumu okuyana kadar..O da benimle hem fikirdi sanırım, benzer duygular yaşadığını ama bu tarife kayıtsız kalamadığını, deneyince de pasta gibi dokusuyla çok hoşuna gittiğini, beğendiğini yazmıştı. Ben de son yıllarda hani kendimi aşıyorum ; hiç denemediğim, tatmadığım lezzetler üzerinde çalışıyor ve hiç sevmediklerimi sever hale geliyorum ya, ee buna da haksızlık etmeyeyim o zaman dedim ve kaybedecek bir şeyim olmadığını düşünerek denemeye karar verdim. Hala düşünüyorum dürten melek miydi, şeytan mıydı diye? O gün bugündür ben sanırım hep yapmak istiyorum bu ekmek mi desem, kek mi desem lezzetli şeyi.. Eşim hala mısır ve türevlerinden GDO sebebiyle-haklı olarak- uzak duruyor, tabii oğlum da yemiyor..Fena bir şey öyle demeyin, ne olacak bunun sonu? Yemek sitesi yazarı olmak iyi de yaptıklarının da yenilmesi lazım değil mi ama? :( Hikayenin özeti budur, bence çok lezzetli..Güvenilir veya organik mısır unu bulduğunuzda mutlaka denemenizi tavsiye ederim.. Ben ölçüleri deneme amaçlı yaptığım için hemen hemen yarıya indirdim ve yanlarına da ne kadar kullandığımı yazdım..Sizler miktarına kendiniz karar verin, orijinal ölçüler mevcut.
Kahvaltılarınıza çok güzel bir eşlikçi olacağından eminim..
Kahvaltılarınıza çok güzel bir eşlikçi olacağından eminim..
18 Mayıs 2013 Cumartesi
FAVA TARIFI
Sevgili komşum Sengül ablamın yapıp gönderdiği nefis fava tarifi. Ortası olmayan bir yemektir bilirsiniz..Seveni çok sever, sevmeyeni de ağzına koymaz.. Yıllarca ben de ailem de bu gruptaydık. Ben blog ve yemek tariflerinin içine düştükten sonra yavaş yavaş farklı tatlara açtım kendimi. Ama hem eşim, hem de oğlum Hitler yeniden dirilip de karşılarına çıkmış gibi davrandılar bu masum tabağa :( Ben de kendini aşmış bir yemek yazarı olarak, "kendim tatmadan sizlere karşı nasıl yorum yazabilirim" düz mantığıyla giriştim ve sanırım tümünü evet sadece BEN yedim :)
Tarifi kendim yapıp sizlerle paylaşmayı çok isterdim; aşamaları gördüğünüz gibi hiç de zor değil, aksine son derece pratik bir meze.. Aşamalı olarak kolayca yapılabilir. Amma velakin yaptığım zaman sanırım tümünü yine ve sadece benim yemem gerekeceğinden bu girişime henüz hazır hissetmiyorum kendimi.
Belki bir misafir sofrası için hazırlayabilirim ama ona da cesaret edemiyorum dedim ya, kesin çizgilerle ayrılan fanları ve fobistleri var; masada tek el sürülmeyen gariban olarak da kalabilir(Yüzde elli oldukça yüksek bir ihtimal!) :(
Evet sözün özü, şimdilik Sengül ablamın bize ve tabii size gönderdiği tabakla baş başasınız.. Daha sonrasını şimdilik bilemem :)
Haaa söylemeden edemiyeceğim, ben artık seven gruptayım :)
Buyurun bu güzel favanın tarifine geçelim şimdi :)
17 Mayıs 2013 Cuma
SEKER HAMURLU KURABİYELERIM
ŞEKER HAMURLU KURABİYELERİM
Ehh, sonunda ben de kapıldım :) Neye diye sormayın..Tabii ki şeker hamurunun cazibesine. Bir rica üzerine "acaba yapabilir miyim" sorusu kafamda günlerce yankılandı durdu.. Bir araştırayım dedim. Nette epeyce dolaştım. Ön bir fikrim oldu. Sonra bir de pasta malzemeleri satılan dükkanları dolaşayım dedim. Ön bilgiyle kalamadım maalesef, o ne cazibe Allah ım, fikir alayım diye girdiğim yerden koca bir poşetle çıkmışım farkında olmadan :) Hal böyle olunca "yapabilir miyim "i öte sınırlara taşımam gerekti. Neydi o öte sınırlar? Onca malzemeyi alınca ya bismillah deyip başına geçmek tabii ki. Nette bulduğum iki kurabiye tarifini denedim, birinin formu çok fena bozuldu. Hem fazla kabardı, hem yayıldı. Diğeri ise lezzetli değildi. Daha doğrusu benim istediğim gibi değildi.Üçüncü bir malzeme kaybını göze almak istemedim doğrusu. Çok sevdiğim, dünya tatlısı Özlem den rica ettim. Sağolsun kırmadı beni, paylaştı benimle güzel kurabiyesini. Gerçekten hem lezzet, hem form harikaydı..Buradan binlerce teşekkür canıma :)
Sonrasında neredeyse tüm öğleden sonramı alan hummalı bir çalışmayla (tabii bunda acemilik sorunsalının payı da vardı :) nefis kurabiyeler yaptım. Zamanla elim bayağı alıştı. Ben fotoğraflarını çektikten sonra onlar da sahiplerini buldular.
Çok keyifli bir işmiş doğrusu...Herkesin sevdiği kadar varmış yani :) Bence en güzel yanı da resmen terapi, çocuk olup yeniden oyun hamuruyla figürleşmek diye de tanımlayabilirim ben bunu aslında.
İlk çalışma için bence oldukça iyiydi...Bakalım sizler bu konuda ne düşüneceksiniz?
Sevgiyle kalın :)
Kaydol:
Yorumlar (Atom)